"Tüm macera Ayda’nın telefonumu çaldırmasıyla başladı. Bir anda kendimi sırt çantam ile yollarda buldum yine. Üç araba ortak bir noktada buluşup yola çıktık. Hava kaç gündür Güneşli olmasına rağmen o gün 6-7 derece birden düşmüş, soğuk kendini iyice hissettirir olmuştu. Üzerine de ara ara yağan yağmur eklenince çalışma için içeriye tıkışmamız kaçınılmazdı. Silivri’nin Kavaklı Köyü’ne vardığımızda etrafı ağaçlarla çevrili bir arazide şirin mi şirin bir villa bizi karşıladı. Tanışma ve kaynaşma faslının ardından odalara yerleştik. Geceye doğru salonda toplaştık. Ufak tefek hazırlıklardı derken çemberimizi oluşturduk.
Shamoon müzik topluluğundan Cenk Güçbilmez, Dr. Kerem Köseoğlu ve Ayda Mehtap üçlüsünün o tatlı konuşması ile gece başladı. Ardından konforun had safhada olduğu battaniyeli, döşekli mini konsere geçildi. Çaylar içildi, ışıklarla birlikte gözler de kapandı ve üşümüş bedenler sesin boşluğuna bırakıldı. Anlatılmaz ancak yaşanır diyebileceğim kısmın gerçekten tarifi yok, sadece yaşandı. Bir noktadan sonra Özge’nin de ambiyansa eklenen doğaçlama ses akışına ruhumu bıraktım ve oturduğum yerde bedenimle olsam da sesimle çok uzaktaydım."
Haftasonunu Silivri'de geçirdiğimiz Shamoon kampı sona erdi. Müzik ve şifanın doruklarına ulaştığımız kampta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder